kesirlen-, I, fena etkiye (tesire) uğdamak.
kesirlen- II, kendini serbest, hür hissetmek; cazdıktı çıkanaktap, kesirlenip oltoruptup: mindere yaslanarak, kurulup oturuyor.
kesirlenüü, işs. kesirlen- I, II ‘den.
kesiş-, müş. kes’ten.
keksek = = keskeldirik.
keksel- = = kez kel- (bk. kez II).
keskeldirik, kertenkele.
kesker- = = kezger.
keski, kurnazca, hilebaz, kalleş, sergüzeştçi; kıyan keski = = çakar.
keskiç, keski, marangoz oyma kalemi, marangoz kalemi.
keskile- , it. Kes-’ten.
keskilik, hile, kurnazlık.
keskin, çok keser, keskin, kesin, kat’î; keskin türdö: keskin tarzda, katiyetle, katiyen.
kesme, erişte; nar kesme = = nar kesken (bk. nar).
kemsele- : kemelep et ce: erişte ile birlikte et yemek.
kesmen = = kepsen.
kesse = = kon. kassa.
ketse I, bezek, nakış.
ketse- II, nakışlarla bezemek, işlemek, işlemlerle bezemek.
kestelen- , nakışlarla kaplanmak, bezenmek.
kestelent- , nakışlarla kaplamak, bezemek.
kestelentüü, nakışlarla kaplama; bezeme.
kestelenüü, işs. kestelen-’den.
Dostları ilə paylaş: |