keşene, kuşak; beş orolğon keşene: beş kere sarılmış kuşak.
keşik, 1. gelin gelince güveyin evinde tertip edilen ziyafet (yiyecekleri gelinin akrabaları kendileriyle birlikte getirirler). 2.karının (zevcenin) ebeveyninin evinden getirdiği yemek kalıntısı, bakiyesi; 3. talih; keşigi cok: talihi yok, betbaht.
keşiktüü mes’ut, uğurlu (adet olduğu, ırıs söziyle bir arada kullanılır) ırıs-keşiktüü yahut ırıstuu- keşiktüü: uğurlu, işlerinde muvaffak olan, talihli; kelin keşiktüü keldi (karş. Keşik): gelin (güveyin evine)yiyecek-içecekle beraber geldi.
keşmiş, ufak çekirdeksiz üzüm.
keşpir I, f. 1. hernevi ince pamuklu kumaşların adıdır (başma, keten bezi ve buna benzerler buna dahil değildirler); 2. kaşmir.