kılıç, kılıç; kılıçtım mizi: kılıcın yüzü; kılıçtın mizin calaşuu folk. karşılıklıca ant içme şekillerinden biridir (harf.: karşılıklıca kılıç yalama); coo ketken-den kiyin kılıçınğdı bokko çap: (ats.)savaştan sonra çapula (harf.: düşman uzaklaştıktan sonra kılıçınla tezeği kes!).
kılıçker, k-f. kılıçlı (kılıçla silâhlanmış olan muharip); onğunda cıyırma kılıçkerden, solunda cıyırma aybalta alğan, nayzakerden cıyırma folk. sağ tarafında yirmi kılıçla silâhlanmış muharip, sol tarafında yirmi savaş baltasile silâhlanmış muharip ve yirmi mızraklı muharip vardır.
kılıçta-, kılıçlanmak, kılıçla iş görmek; düşmandar kılıçtap kirip kaldı: düşmanlar kılıçla hücum ettiler.