kırduu, sivri kenarlı, faseteli olarak kesilmiş; tört kırduu: dört faseteli; senden kırduumun: ben sana nisbeten daha uzun boyluyum: maseleni kırduu kılıp koy-: meseleyi bütün kesinliğiyle koymak.
kırduusu- = = kırduusun-.
kırduusun-, başkalarına karşı küçümse-yerek muamele etmek.
kırğak, eleçek (bk.) tarafından geniş bir şerit kılığında geçen ve kıymetli kumaştan (mutat olduğu üzere, ipekten) sarğı, bağ.