A I, taacüp haykırması; taaccüp veya memnuniyetsizlik edasiyle sual; 3



Yüklə 6,96 Mb.
səhifə1023/1828
tarix03.01.2022
ölçüsü6,96 Mb.
#48112
1   ...   1019   1020   1021   1022   1023   1024   1025   1026   ...   1828
kırılda- = = kırkıra-.

kırıldat- = = kırkırat-.

kırılış-, 1. hep beraber kırılmak, helâk olmak; 2. amansız bir surette kapışmak.

kırılıştır-, kütlevî bir surette biri-birini kırmaya sebebiyet vermek.

kırım, uzak, uzak yer, uzak memleket; kuş balası kırımğa karayt, it balası cırımğa karayt ats. alıcı kuşun yavrusu uzaklara bakar, köpek yavrusu ise (yemek düşüncesile) kayışa bakar; daha ör. bk. urum.

kırın ι, = = kırğın; kırın sal-: katliâm tertip etmek.

kırın- ιι, kazılmak: bir şeyin üst tabakası alınmak; kırınıp cuundu: kazıldı ve yıkandı.

kırındı, kazıyıp alınmış olan nesne; içek kırındısı: bağırsaktan kazımak suretile alnan şey.

kırış-, müş. kır- ιι’den.

kırk ι, 1. dört on: kırk; 2. çocuk doğurduktan sonra geçen kırk gün; kırk köynök: es. (annenin çocuğuna doğduktan kırk gün geçtikten sonra giydirdiği) gömlek; kırk çelpek: es. kırk yufka (bunlar çocuğa «kırk köynök» giydirilen günde loğusanın evinde pişirilir ve kırk çocuğa dağıtılır); 3. kırk çilten, bk. çilten.

kırk- ιι, kırpmak; kesip almak; koy kırk-: koyun kırpmak; çıbık kırk-, bk. çıbık.

kırka, sıra; dizi; kırka tikken üy: sıra ile kurulan keçe evler; kırka-kırka: sıra-sıra; kırka tartıp kon-: sıra-sıra dizile-rek konmak; too kırkası: dağın sırtı.

kırkaar, sıra: dizi; suunu kırkaar tartıp keçtik: suyu (akıntı yönetinde) sıraya dizilmek suretile geçtik.


Yüklə 6,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1019   1020   1021   1022   1023   1024   1025   1026   ...   1828




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin