kırsıkçıl, sık-sık kazaya ve felâkete uğramak.
kırsıkta-, felâkete çarpmak, kazaya uğramak.
kırsıktııu, 1. tâlihsiz, şanssız; hiçbir zaman muvaffak olmayan; 2. kaprisli, inatçı.
kırsılda-, kıtırdamak; çatırdamak; kırsıldap kül-: kahkaha ile gülmek.
kırsıldaş-, müş. kırsılda-‘dan.
kırstık, çabuk alevlenme, alınganlık.
kırt, 1. narinliği, çabuk kırılma istidadını ifade eden taklitlik sözdür; kırt dey tüş-: çatlamak, patlamak; 2. çabuk kızan; kıyalı caman, bat ele kırt dey tüşöt: tabiatı berbattır: durup – dururken alevleniveriyor; kırt baytal: 1) sert huylu kısrak; 2) mec. çıt kırıldım.
kırtıl, boşboğaz, geveze.
kırtılda-, 1. kıtırdamak, yüksek ses çıkarmak (mes. şeker çiğnerken); 2. boş ve manasız sözler söylemek, dırlanmak, boyuna çene çalmak, çenesi düşük olmak.
kırtıldak, kıtırdayan; kırtıldak boorsok bk. boorsok.
Dostları ilə paylaş: |