kıyındal-, (manaca) = = kıyında-.
kıyındat-, güçleştirmek, zorlaştırmak, mudilleştirmek.
kıyındık, güçlük, zorluk.
kıyınsı-, kuvvetlilik veya cesaret tas-lamak.
kıyır-, 1. kenar, uç, sınır; uçu-kıyırı cok: ucu-bucağı yok; hudutsuz; kıyır-kıyırda: memleketin kenarlarında; kıyırğa danğı çıktı: meşhur oldu; geniş bir şöhrete malik oldu, tanındı; kıyırı orğuçtandı: kudurdu: taşkınlık etti; 2. (bu manayla daha fazla kıyır-tuuğan) hısım-akraba (uzaktan yahut ana tarafından) 3. kıyır aykındooç gram. complement indirect, mef’ulü gayri sarîh.
kıyırçık, torunun çocuğunun çocuğu (kız tarafından).
kıyırda-, (ordo oyununda) aşığı o suretle vurmaktır, ki vuruş neticesinde o, dairenin merkezini geçerek değil, yandan gider; çükönü kıyırdabay at!: aşığı yana vurma!
kıyış ı, birleşme; pekitme; sözündö bir kıyış cok yahut sözünün kıyışığı cok: sözünde rabıta yoktur; coş kıyış: karşılıklı muzaheret, karşılıklı yardım.
Dostları ilə paylaş: |