kızılduu, içlerinde açık boz (atlar) veya bir kırmızı şey bulunan; kızılduu cılkı: içlerinde çok açık boz atlar bulunan sürü (karş. kızıl 3); kızılduu cigit: insaflı, kendisine güvenebilecek delikanlı; kızılduu cer: iyi otların bittiği yer, hoş yer.
kızılğat, orman çileği.
kızılmay, fazla yemek neticesinde ayakları ağıran at.
kızılsıman, kırmızımtırak, kırmızımsı.
kızımtal, 1. kırmızımtırak; 2. mec. çakırkeyf, düşmiyecek derecede sarhoş, yarı sarhoş (bu manayla daha ziyade: kızımtal mas); kızımtal bolup kızıdı: kafayı tütsüledi ve alevlendi; kımız içip, kızımtal boldu: kımız içti ve çakırkeyf oldu.