kızırak = = kısırak.
kızırkan-, sinirlenmek; kızırkanğan ün menen: hiddetli sesle.
kızıt-, ısıtmak, tavlandırmak, kızdırmak, heyecana getirmek.
kızıtalak = = kız talak (bk. talak).
kızıtuu, işs. kızıt’tan.
kızmat, a. 1. hizmet; ak kızmat bk. ak ı; asker kızmatı: askerlik hizmeti; 2. biri-sine karşı yapılan hizmet.
kızmatçı, hizmetçi.
kızmatker, a-f. hademe, müstahdem.
kıztalak = = kız talak (bk. talak 2).
kızuu, kızgın, sıcak; kızuu kanduu: «sıcak kanlı», heyecana gelmiş olan; kızuu türdö: gayretle; temirdi kızuusunda sok!: ats. demiri tavında dövmeli.
kızuula-, (manaca) = = kızuulan-.
kızuulan-, kızışmak, heyecana gelmek, kendini cereyana kaptırmak.
kızuulat-, kızıştırmak, tehyiç etmek.
kızuuluk, ateşkinlik, heyecan; kızuuluk menen ayt-: heyecanla söylemek.
kibinğdet-: köz kibinğdet-: sık sık göz kırpmak.
kibir, ağır hareket eden adam, yavaşçı, mıymıntı.
kibire-, 1. hareketlerinde ağır veya yavaş olmak; kibirep süylö-: mızmızlık etmek, az ve isteksiz konuşmak; kibirep bas-: ağır yürümek; 2. küçücük ve çelimsiz olmak (başlıca, çocuklar hakkında) on caşar kibirgen kız: on yaşında çelimsiz, cılız kızcağız.
Dostları ilə paylaş: |