kiyikte-, kiyik (bk.) avlamak.
kiyim, giyim; kiyim-keçe yahut kiyim-keçek: hernevi elbise, pırtı.
kiyimçen, giyinmiş halde, giyimli olarak.
kiyin I, sonra, ondan sonra, bilâhare; beş köndön kiyim: beş gün sonra menden kiyin: benden sonra; anan kiyin: ondan sonra; kiyinçerek: bir parça sonra, biraz daha geç; kiyin kal-: geride kalmak; kiyinten: peşinden, arkasından.
kiyin- II, giyinmek; (elbiseyi, ayakkabıyı, kalpağı) giymek.
kiyinde-, geriye çekilmek; kiyindegile orto açılsın.: geri çekil, ortalık açılsın!
kiyindir-, giydirmke, elbise ile teçhiz etmek.
kiyindirüü, giydirme, elbise ile teçhiz etme.
kiyinki, son, gerideki; kiyinki münöttö: son dakikada; kiyinki kündördö: son günlerde, son zamanlarda.
kiyint-. giydirmek: giyinmiye zorlamak.
kiyinten, bk. kivin I.
Dostları ilə paylaş: |