kolhozdoşuu, kolhoz şeklinde birleşmek, kollektifleşme.
kolko, 1. şiryani ehber (aort); 2. hediyeye karşı verilen hediye; kolkosuna çıdadım: (karşılık hediye vermeyi üstüne alarak) hediyesini kabul etmeye (karar verdim; kolkosun kiyin 'berem: karşılık hediyeyi sonra vereceğim; kolko salıp jıtıp aranğ aldım: ödemeyi vade-derek ondan zor kopardım; kol-konğ menden: altmda kalmayız hizmete karşı hizmet, hediyeye kıırşı hediye ile mukabele edilirj; kadır-kolko: hürmet, iyi münasebetler; kadır-kolko üçün: saygı-hatır ve iyi münasebetler için
kolkoloş, birbirine hediyeler ve karşı hediyeler veren kimseler; kolkoloş 'bol-: hoşuna giden bir şeyi almak, şu şartla ki bu şeyin sahile de alanın eşyası içinden hoşuna giden bir nesneyi alabilir.
kolkoluu, karşılık hediye vermek orunda olan; kolkolu u bol-: bir hizmet, hediye mukabilinde) medyun olmak.
kolkulda-, cık-cık etmek (mes., bol ayakkabı hakkında).