korkoktuk, korkaklık.
korkoy-, yüksek ve bası göklere çıkmış bir görünüşte budunmak.
korkulda-, 1. hırıldanmak; çoçko bölüp korkuldap folk-: domuz gibi, hırıldanarak; 2. (kaz hakk.), ötmek (kuğu kuşu hakk.).
korkuldak, 1. hırıldayan; 2. kazca bağıran.
korkuldat, et. korkulda-'dan.
korkunçaak, korkak.
korkuunç, korku, dehşet, tehlike; korkunuçka tüşür-: korkuya düşürmek, tehlike altında bırakmak.
korkunuçtuu, tehlikeli, korkunç.
korkura-, horlamak horuldamak (mes-, uyuyan iıuuuı hakkında); hırlamak (mes., kesilmiş boğaz hakkında).
korkurat-, et. korkuta Man.
korkuratma, nargile.
korkuroo işs. korkura-'dmı.
korkut-, korkutmak, r vermek.
korkuttur-, et. korkut-'tan.
korkutuu korkutma, gösdağı; biz korkutuudan korkpoybuz: bir tehditten korkmayız.
Dostları ilə paylaş: |