kömörö: kömörösünön yahut kömkörösünön: yüzü koyun, yüz aşağı; bala kömörösünön catat: çocuk yüzükoyun yatıyor; kazan kömörösünön catat: kazan çevirilmiş yatıyor; kömöröbüzbön: (biz) yüzü koyunuz; kömkörö eer: bir çeşit eyer.
kömürül- , mut. kömör-’den.
kömör- = = kömkör- .
kömöştan = = kömöçtön.
kömöy = = kömököy.
kömül- , gömülmek, defnedilmek.
kömült- , et. kömül’den.
kömülüş- , müş. kömül-’den.
kömür, kömür, taş kömür: maden kömürü: kömür öçür- : kömür yakmak (imal etmek).
kömürçü, kömürcü.
kömürçülük, kömürcülük.
kömürkana, k- f. ateşçi yeri, ocak dairesi.
kömürköy, kunduracı aletlerini koymak için dört kenarlı kutu.
kömüskö, hayal meyal gözüken, bir nesnenin hayal meyal gözüktüğü yer; kömüsködön körböy kalğandırsınğ: açık gözükmediğinden dolayı görmemiş olacaksın; biz kömüsköde kalıp kaldık: biz gölgede kaldık (yani görülmedik, bize kimse dikkat etmedi).