körösöndüü, güzel, nefis, san’atkârane.
körpö, 1. kuzu derisi; körpö karma- : giyimin kenarlarına kuzu derisi dikmek; aydama körpö: sun’î karaköl, astragan derisi; 2. daracık yorgancık.
körpöçö, eyer üzerine konulan dar yorgancık.
körsöt- , 1. göstermek; 2. birisine yahut bir nesneye karşı bir şey izhar eylemek: zapkı körsöt- yahut zobun körsöt- : birisini hor görmek, tezlil etmek, tazyik ve zulüm etmek.
körsötküç, gösterici; işaret edici; daraca körsötküç mat. üs; sapat körsötküçtörü: vasıf göstericileri.
körsötmö, gösterişlik, göstermeye mahsus, gösterici, işaret edici, endeks, cetvel, sergi, gösterme; emgek öndürüşününğ körsötmölörü: emeğin üretim kuvvesinin endeksleri; sapat körsötmölörü: evsaf endeksleri; körsötmö koldonmo yahut körsötmö şayman: tatbikat alât- edevatı; körsötmö sot: ibretlik mahkeme, muhakeme.
körsötül- , gösterilmek.
Dostları ilə paylaş: |