kurçalın-, kuşak kuşanmak.
kurçalt- . et. kurçal- ‘dan:
kurçan- , kuşak kuşanmak; uzun kötörmönü kurçanıp: uzun iple kuşanarak.
kurçant- , kuşanmayı emretmek.
kurçat-, et. kurça- ‘dan.
kurçoo-, kuşatma ; alar kurçoodo kaldı: onlar kuşatıldılar.
kurçtuk, 1. kurç 1’ den mücerret isimdir; kurçtuğu bar – sınğan cok folk.: çelikten olduğu için kırılmadı; 2. (kılıcın, bıçağın ) keskinliği.
kurçu-, 1. keskinleşmek, bilenmek; 2. mec. kuvvetlenmek, muhkemleşmek, pişmek.
kurçut- , 1.keskinleştirmek, bilemek; 2. (içkiyi) alkolleştirmek, sertleştirmek.
kurçutuu, işs. kurçut- ‘tan.
kurdaş, yaşıt, çocukluk arkadaşı.
kurdaştık, kurdaş sözünün mücerret isimdir.
kurday == kur ıv, 2; eçen kurday : 1) kaç defa ; 2) birkaç defa.
kurdur- , kurdurmak, diktirmek.
kurduu: çonğduğu sen kurduu: boyu (yaşı) seninki kadar.
kurğa- , kurumak.
kurğak, kuru, kurumuş olan; kurğak kişi mec. boş adam.
kurğakçıl, kuru yerleri seven.
kurğakçılık, yağmursuzluk, kuraklık.
kurğan-, kurulanmak.
kurğant- , kurumaya zorlamak.
kurğat-, kurutmak: kurulamak.
Dostları ilə paylaş: |