kusadar, a-f = = kusaluu; kösömbü dep cürgömün, kusadar bolup özünğö folk.: hasretini çekerek, seni nasıl göreceğimi düşündüm.
kusalan- , özlemek, tasalamak.
kusalandır-, tasalandırmak.
kusaluu, kederli, küskün, özliyen gussalı.
kusmat, a. husumet, düşmanlık.
kustur-, kusturmak, kusmaya sebep olmak; kan kustur- mec.: “ canını çıkarmak” ; adamakıllı tedip etmek.
kusuk, kusma.
kusul, kusuldaarat, a. dn. bütün vücudu yıkamak; gusül; kusuldaarat alasınğ : gusül edeceksin; gusül aptesi alacaksın.
kusundu, kusmuk, kusuntu ( kusulan nesne).
kusur, a. ( kendi başına kullanılmaz ): eksiklik, kusur; kusuruna kal-: (birisine karşı) mücrim, suçlu olmak; seni kusurum urar: sana gözyaşım düşer; kusur ursun! : kahrol !
kuş ı, ( karş. çımçık, ilbeesin) 1. yırtıcı kuş, alıcı kuş; et cebegen kuş bolboyt ats.: et yemiyen yırtıcı kuş yoktur; kuş sal-: alıcı kuşu bırakmak salıvermek, alıcı kuşla avlanmak; kuştun alğanınan salğanı kızık ats.: kuşun avı yakalamasından ziyade, kuşla avlanmak zevklidir; kara kuşu : 1) step kartalı; kara kuş kardına karayt, şumkar çabıtına karayt ats.: kartal kendinin karnına bakar; songur (falco candicans denilen ak doğan ) ise avına bakar; 2) ense kemiği; (başın) tepesi; it kuş bk. it ı; kuş-kurt == == kuşkurt; 2. atmacanın astur palumbaius denilen nevi ( dişisi ) ; 3. kuş; töö kuş: devekuşu; alp kara kuş: bir kuşun adıdır; ala kuş: bir kuşun adıdır; kuş atar: saçma tüfeği; kuş uykusu; kuş tilindey kabar:( kuş dili gibi haber) habercik; kuş tilindey kağaz caz!: ( kuş dili gibi kâğıt yaz!) küçücük olsa da, bir mektup yaz!.
kuş ıı, f.: kuş-kat: güzel yazış, hoş hat, temiz yazı, calligraphie; kuş ubak = = kuşubak.