A I, taacüp haykırması; taaccüp veya memnuniyetsizlik edasiyle sual; 3



Yüklə 6,96 Mb.
səhifə1195/1828
tarix03.01.2022
ölçüsü6,96 Mb.
#48112
1   ...   1191   1192   1193   1194   1195   1196   1197   1198   ...   1828
kuyanğkılık, fırsatcılık, kurnazlık, hilekârlık.

kuydu: çaldı- kuydu, bk. çaldı.

kuydur-, et. kuy- ııı’ten.

kuydurt-, et. kuydur-’ dan.

kuydurt-, et. kuydur-‘dan.

kuyka, yahut kuyka teri: kafa derisi; açka cegen kuykanı tokto unutpa! ats.: açken yediğin deriyi, tokken unutma!; kuykası yahut kuyka terisi kuruştu (yahut tırıştı): (kafa derisi kırıştı) hırslandı, aşırı derecede kızdı, kudurdu, kendinden geçti.

kuykula-, ( tavuğun, koyunun v.s.’- nin) derisinin tüylerini yakmak, ütülemek, irik kuykula-: bütün bir koyun gövdesinin tüylerini yakmak.

kuykalan-, tüyleri yakılmak, ütülemek, sathı yanmak.

kuykalat-, et. kuykala-‘dan.

kuykul, sarımtırak; kuykul sakalduu: sarımtırak (bakılmamış) sakalı.

kuykum, yakılmış deri, yün kokusu.

kuyma, dökme.

kuymak, kaygana.

kuymaluu, dökülme, dökme; kuymaluu altın: dökme altın, dökme altından.

kuymulçak, kuyruk sokumu; uy kuymulçak: kuyruk kılları bol ve dağınık olan (atın yürürlüğünün beldeğidir).

kuypulan-, dolandırmak.

kuyruk, 1. kuyruk; kuyruk ulaş bastır: katar halinde yürümek ( bir atın diğerinin kuyruğuna gelmek süretile) ; artınan kuyruk ulaş itter bara catat: peşinden katar halinde köpekler gidiyor; kıl kuyruk: 1) step kekliği; 2) çatal kuyruk ( bir nevi ördek: anas acuta) ; 3) ince kuyruklu (at hakkında) ; 4) lâgar beygir; 5) at; kıl kuyruktardınğ asıldarın minip: asîl atlara binerek ; ayrı kuyruk: 1) çaylak; 2) bir yabanî hayvanın adıdır; ketmen kuyruk: karakuş nevilerinden biridir; töö kuyruk: (deve kuyruk) astragalus otu; ak kuyruk çay: bir nevi çay; may kuyruk: yumuşak kısımlar (kıç) ; kuyruğu üzülüp kaldı mec. kanatları kırpılmış ( harf. kuyruğu kopmuştur) ; kuyruktun uçu menen tik (yahut tenğ) atıp kaldı: içi şiddetlice sürüyor; 2. kadın “ sarığı” nın arkaya sarkan kısmı (bu manayla bazan kuyruk alğıç dahi denilir); 3. yaradak (birine tâbi olan ve daima onu tutan) kulaktardınğ kuyruğu: “kulak” lar (ağalar) ın yaradığı ; 4. zürriyet.

kuyrukta-, kuyruğundan tutmak, yakalamak; cılkını kuyrukta-: atı kuyruğundan tutmak.

kuyruktaş-, birbirinin peşinden yürümek, katar halinde gitmek; kündör kubalaşıp, kuyruktaşıp ötüp catat: günler birbirini kovalayıp geçip gitmektedirler.

kuytan: kuytan oynot-: insanın başını ağrıtmak, taciz eylemek.


Yüklə 6,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1191   1192   1193   1194   1195   1196   1197   1198   ...   1828




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin