küp, yahut ak küp 1. kuş yavrularının ilk ince tüyü; 2. teni yalnız ince tüylerle örtülü bulunduğu devirde kuş yavrusu.
küpçök, 1. (tekerlekte) poyra; 2. bir kabın adıdır; 3. mec. şişmiş, kabarık; küpçök bolup şişip ketti: pek fazla şişti.
küpkö, keçe evin sol yanında ( kapıya yakın bir yerde ) yeni doğan kuzular ve oğlaklar için ayrılan mahal.
küplöt, r. (kuplet) şarkı parçası, couplet.
küpö, es. yünden şilte yahut yastık.
küpsör, yahut küpsördöy: kalın, kalınca.
küptü, 1. hazımsızlık; 2. hazımsızlıktan mustarip olan; küptü bol-: hazımsızlıktan muztarip olmak; iç küptü bol- mec.: memnun olmamak, ancak memnuniyetsizliğini açıkça bildirmemek, içerlemek.
küpüldö- , gürültü yapmak, gürlemek.
küpüldöt- et. köpüldö- ‘den; küpüldötüp sok- : pat-pat vurmak, şiddetlice dövmek.
küpünğdö- , uğraşmak, meşgul olmak; sen özünğçö ele emine küpünğdöp atasınğ? : ne ile uğraşıyorsun? ne ile meşgulsün? .
küpür , yahut küpür söz: küfretme, gıyaben çekiştirme, dedi- kodular, sızlanma, mırıldanma.
Dostları ilə paylaş: |