kür, 1. gür, tam kuvvetinde bulunma; kür cayloo: bereketli ve her şeyi mebzul olan yaylak; kür cer: münbit toprak; 2. kusursuz, eksiksiz olan; 3. tam refah ve kifayet durumu.
kürcüy- , kaba ve yamrıyumru görüşünüşte bulunan ( mes. adaleli, tıknaz insan, hayvan yahut kaba kalın dokuma hakkında ) ; moyunu kürçüygön buka : boynu adaleli olan boğa.
kürdöldüü , günün meselesi olan; ilk sırada gelen, müstacel.
kürdürlö = = küldürö – .
kürgüçtö- , 1. bir işi elbirliği ile yapmak; el birliğiyle, küt halinde yahut kütleye ait olamk üzere, hareket etmek; 2. her yandan çevirmek suretiyle içeriye sürmek.
kürgüçtöl- , kalabalık halinde toplanmak; el kürgüçtölüp klubka tığılıpcatat: halık kulübe halinde akıyor.