küttürüü, işs. küttür- ‘den.
küttürüüçülük: kezek küttürüüçülük: sıra bekletme, sırasına bırakma.
kütül - , 1. beklenilmek; 2. = = kütün; kün murun kütülgöndör kıştı toğotkon cok: vaktı zamanında düşünülen kışı sezmediler bile.
kütüm, meşgale, bakım, güdüm.
kütümsüz, bakımsız, nezaretsiz, güdümsüz.
kütün-, meşgul olmak, hazırlanmak, lüzumlu tedbirleri almak, tetikte olmak.
kütünüü, işs. kütün- ‘ den.
kütür, kıtırtı ( mes. at arpa çiğnerken ).
kütürö- = = kürtüldö- .
kütüröt- , müş. kürtüldöt- ; kütürötüp çayna- : kıtırdatarak çiğnemek.
kütüş - , müş. küt- ‘ten.
kütüü, 1. bekleme; 2. bakım, güdüm; mal kütüü: hayvanlara bakma; hayvan yetiştirme; konok kütüü: misafirlere bakma, onlara izaz- ikram etme.
küü, hava, nağme, melodi; küügö sal- : bestesini yapmak; küü tart- : bir melodi çalmak; küügö kel- : 1) düzene gelmek, akort edilmiş olmak ( musiki âleti hakkında ); 2) canlanmak, kızışmak; bazar küügö keldş: pazar ( alış- veriş ) kızıştı; ala küü: 1) sarhoşluğun başlangıçı: 2) ihtilâf, nifak; erin küüsü db. dudak sinharmonizmi.
Dostları ilə paylaş: |