mandaş- II, bağdaşmak (bağdaş kurmak) (bk. mandaş I).
mandat, r. manda, vekâlet.
mandale, mandeli = mandali.
mandem, kusur, eksiklik; munun bir mandemi bar: tekin değil, bir şey var, bir şey saklıyor; bir mandemi bar at: (bu) atın bir kusuru var, pek mükemmel değil.
mandıpalam, r. bir çeşit patiska.
mandır: mandıray: dolgun, tok haneli; danı mandıray buuday: taneleri iri ve tok olan buğday.
mandili, a. 1. mendil: kadın baş örtüsünün adıdır; 2. bir dokumanın adıdır.
mandolina, r. mandolin (bildiğimiz telli saz).
manevr, r. manevra.
manğ I, köpek havlamasını taklit.
manğ II, f. 1. uyuşturucu madde; 2. şaşalıyan, apışık; manğ bol-: şaşalamak; manğ baş: mankafa; başım manğ boldu: şaşaladım, apıştım.
manğday, alın; teke manğdayda: tam karşıda; üydün tak teke manğdayında: tam evin karşısında; manğday-teskey: karşı-karşıya, vis-à-vis; biz bir cak, alar bir cak bolap, manğday-teskey oturabız: biz bir yanda, onlar bir yanda, karşı karşıya oturuyoruz; manğdayı carıldı: sevindi, memnundur; sevinçten yüzü güldü; cazı manğday yahut bosoğo manğday: geniş alın; taş manğday: katı alın, kalın kafa; manğdayına sızğan yahut manğdayına çiygen yahut manğdayına cazğan: ona mukadderdir, alnına yazılmıştır; manğdayına bütkönüüç koy: bütün nasibi, kısmeti-üç tane koyundur; bet manğday, bk. bet 2.