manğırayuu, işs. manğıray-’dan.
manğıroo, gabi, mahdut, saf.
manğırooluk, sersemlik, gabilik.
manğış, seyahatlerde başkasının binek hayvanını kullanmak (hayvan sahibine bunun mukabilinde muayyen bir ücret verilir).
manğız I, mâna, muhteva, mahiyet; sözünün manğızı cok: sözünün manası yok; çöptü ubağında çappasa, çöptün manğızı keret: ot vakti zamanında biçilmezse, o, iyi evsafını kaybeder.
manğız II, 1. boş söz; 2. boş lâkırdılar söyliyen, çaçaron.
manğızdan-, 1. mânalı ve özlü olmak, mânalı kalıba dökülmek; 2. kurulmak, caka satmak.
manğızduu, mânalı, özlü, mühim; manğızduu eç nerse aytpadı: özlü ve işe yarar hiç bir şey söylemedi.
manğka 1. sakağı, rüam hastalığı; baştı balta buzat, cılkını manğka buzat ats. başı balta kırıyor, at sürüsünü ise rüam hastalığı bozuyor; 2. hımhım.
Dostları ilə paylaş: |