maydandaş-, cepheden hep beraber harekete geçmek; tek cephe olarak ortaya atılmak.
mayek, f. musahabe.
mayekteş-, musahabe etmek; öz ara mayekteşip söz kılışat: kendi aralarında sohbet ediyorlar, konuşuyorlar.
mayıp, a. 1. kusurlu, mayûb; 2. malûl.
mayış-, eğrilmek, ezilmek; cer mayışıp, kol kelet folk.: hesapsız çok asker geliyor.
mayışak, bükülgen, kolay bükülebilen.
mayışkıs, kolay bükülmiyen; mayışkıs kol: sert, kuvvetli el.
mayıştır-, bükmek, eğirmek.
maykan, f. 1. gereği gibi dövülmemiş ve tekrar dövülmesi icabeden başak; maykan üstündö maşak bar folk.: daha gereği gibi dövülmemiş olan hububat üzerinde başak vardır; 2. kanalı delip akan su; 3. (Rad,) atın kıçı.