mayrıyt-, eğriltmek.
maytan, gayet kurnaz, şeytan.
maytar-, 1. kıvırmak ( sivri ucunu): 2. sesi zorlayıp yormak; 3. mec. burnunu kırmak, kibrini gidermek; kıyla coonu maytarğan folk.: çok düşmanların burununu kırmıştır.
maytarıl-, pas. maytar-`dan; bıçaktın mizi maytarıldı: bıçağın ucu kıvrıldı.
maz, şen, memnun, sevinçli; maz bol-: keyf çekmek, haz almak; emnege maz boldunğ: neden bunca sevindin? bu kadar şevku heyecanın sebebi nedir?
maza, f. tad, zevk, meze; okuusun mazası cok: fena okuyor; iştin mazasın ketirdinğ: işin tadını giderdin, işi bozdun; mazamdı ketirdi: rahatımı kaçırdı, beni çileden çıkardı.
mazak, a. mizah, şaka, alay.
mazakta-, eğlenmek, maytaba almak.
mazar, a. 1. dn. mukaddes yer, ziyaret edilen mahal; 2. kabir, kabristan; 3. mec. anne.
mazarduu = mazarduu cer = mezarlık 1.
mazarlık, 1. mukaddesâtın ve evliya mezarlarının bulunduğu mezarlık.
Dostları ilə paylaş: |