okean, r. okyanus.
okıya = okuya.
oko I, sırma.
oko II (= okuya) : eç oko bolbos: hiçbir zarar olmaz, hiçbir şey vukua gelmez, korkulacak bir şey yoktur.
okop, r. siper (savaş meydanında) ; okoptor: siperler.
okoro, koşum takımlarının imalinde bir çeşit örtme tarzı; okoro tüygün ak tizgin folk. : yuarı okohro usuliyle örülmüştür.
okra = okura.
okruğ, r. eyalet; soğuş okruğu: askerî eyalet (mıntıka) .
okşo-, benzemek; saa okşoyt: sana benziyor; kelgen okşoyt: gelmişe benziyor; bul okşoğon yahut uşul okşoğon: buna benziyen, buna benzer; cana oşoğo okşoğon: ve buna benzerleri.
okşokto- = okşoy-.
okşonğdo- = okşoy-.
okşonğkura-, bir parça benzemek; bir dereceye kadar andırmak.
okşoo, işs. okşo-‘dan.
okşoş I, benziyen, misli, aynı.
okşoş- II, birbirine benzemek, birbirine uygun olmak.
Dostları ilə paylaş: |