ölçöt-, et. ölçö-‘den.
ölgüçöktü, bk. öl- II.
ölkö, ülke, memleket.
ölkölük, es. = kraylık.
ölkön: ölkönünğ össün! (başlıca, eski neslin dilinde): sana her iyiliği diliyorum, sana çok-çook teşekkürler, eksik olma!
ölmösök = ölümsök.
ölöl,, bk. öl- II.
ölönğ I, nemçe saparması (ot). ___
ölönğ II, şarkı ( daha ziyade Kırgız şarkısıdır).
ölönçö, ırcı, hanende, şarkı söyleyici.
ölönğdüü, nemçe saparnası veya otu bol olan (mahal); ölönğdüü cerdi ögüz ceyt, ölümdüü cerdi ögüzmoldo ceyt: ats. otun çok bulundğu yerde öküz beslenir, ölüm çok bulunan yerde ise hoca beslenir.
ölörman, azgın, pek kızgın.
ölörmandık, azgınlık, aşırı kızgınlık; ölürmandık kıl-: her şeyi gözü almak ( ya ölmek, ya gayeye ermek!)
ölösölüü, yarı diri, canlı cenaze, şimdi ölmek üzere bulunan.
ölöt, kırgın, hayvanlara düşen salgın hastalık; ölöt aydağır! yahut ölöt alğır! 1) (sığır hayvanı hakkında) : geberesi!; 2)canı çıksın! ölüme mahkûm.
öltür-, öldürmek.
öltürt-, öldürtmek.
öltürül-, öldürülmek.
öltürülüş, işs. öltürül-‘den.
öltürüş öldürüş, katil.
öltürüü, öldürme, katil.
Dostları ilə paylaş: |