|
öön, 1. keçenin, derinin, kumaşın kesilmiş ufak (işe yaramıyan)
|
səhifə | 1377/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| öön, 1. keçenin, derinin, kumaşın kesilmiş ufak (işe yaramıyan) parçaları, kesintileri; kiyizdin öönü: keçenin kırpıntıları; ar türdüü kurak cip,kiyimdin ööndörü: her türlü parçalar, iplikler, giyimin kırpıntıları: 2. eksiklik, kusur; öönü cok: kusursuz, mükemmel; eç bir öönü cok mında: bunda hiçbir fenalık yoktur; 3. cazip olmıyan, hoş olmıyan; 4. mutat olmayan, garip.
öönçül, alıngan.
öönö-, kenarlarını kırpmak.
öönöt-, et. öön-‘den.
ööp, öp – II’den gerundif.
öp I: öp-çap: şöyle-böyle, ortaca, kötüce; öp-çap ele cedim: hafif tertip yedim.
öp- II, öpmek; oozdon öp-: dudaklardan öpmek.
öpçap = öp-çap (bk. Öp I).
öpçö-: öpçöy-öpçöy (kuvvetsiz kimse hakkında) düşe-kalka, ileriye atılmaya çabalayıp.
öpkö, 1. akciğer; öpkösün kalbır kıldı: göz yaşlarile yalvardı yakardı; kalbır öpkö (at hakkında) yorulmaz; öpkö cüröğün çaap calbarat: yana yakıla yalvarıyor; öpkösü öpkösünö batpay ıylayt: acı acı ağlıyor; öpkösü köbör: kızacak ,ayranı kabarır, alınır; öpkö cürögümdü çabayın: sevgilim, görüp doymadığım; öpkö kak-bk. kak- V; cel öpkö: övüngen, farfara; coon öpkö: caka satan; öpkösü içke-sıybadı folk.: 1) hıçkırarak ağlıyor; 2) fena surette daraldı; kara öpkö: 1) keçi salgın hastalığı; 2) keçilere tevcih edilen ilenç; süt öpkö = olobo; 2. (binek hayvanın) böğürleri; atın öpkögö teminip (atlı hakkında): atın büğürlerine ayaklariyle vurarak; 3. küskünlük, öfke; öpke kıl: küsmek, darılmak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|