sazay, f. 1. tar.şeriata karşı olan bir hareket için rüsvay etmek suretiyle umumun önünde ceza verme; 2. hakkından gelme, gereği gibi cezalandırma; sazayın koluna berip koy: hakkından gel; onun adamakıllı tedip edilmek, cezalandırmak; sazayın tartat: cezasını görecek; sazayımdı okuttu: beni tekdir etti, gereği gibi haşladı.
sazayla-, cezalandırmak.
sazayloo, cezalandırma, hakkından gelme.
sazdak, bataklık, bataklı yer.
sazdık, bataklı mahal.
saszdıktuu, bataklı.
saszduu, bataklı.
sçot, r. hesap puslası, fatura.
sçotovod, r. muhasebeci.
sebeele-, sepelemek, çiğsemek (yağmur hakkında);kün sebeelep caap turat: yağmur sepeliyor.
sebeelet- et. sebele-‘ den.
sebep I, a. sebep; emine sebepten: ne sebepten, neden; sebep bağınınğkı gram. sebep halini gösteren mütemmim cümle.