|
sığan, r. çingene, kıptı.
sığıl-
|
səhifə | 1450/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| sığan, r. çingene, kıptı.
sığıl-, sıkılmak, kısılmak, ezilmek.
sık-, sıkmak; kir sık-: çamaşırı sıkmak; bit sık-: bitleri ezmek.
sıkım, cimri, hasis.
sıkma, sıkmaktan hasıl olan şey, sıkma maylar: tüplerdeki kosmetik yağlar.
sıkta-, acı-acı ağlamak, tasalanmak; ıylap - sıktap yahut ıylay – sıktay: acı – acı ağlıyarak; oonup – sıktap kaldıbı? hastalandı mı yoksa?.
sıktat-, et. sıkta-‘ dan.
sıktır-, et. sık-‘ tan.
sıktoo, işs. sıkta-‘ dan.
sıla-, 1. sıvamak, sıvazlamak, okşamak; sılap – sıypap asıradım: üzerine titriyerek besledim; 2. sılay cüktö-: tam denki derli toplu yükletmek.
sılağıla-, sıvazlamak; sakalın sılağılap: sakalını sıvazlıyarak.
sılama = sılankoroz.
sılan-, kendi kendini sıvazlamak; taranıp sılanıp: kendine çeki düzen vererek.
Dostları ilə paylaş: |
|
|