|
|
səhifə | 1464/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| sızda-, sızlamak (ağrımak); zonklamak; sızdap ıyla-: acı acı (fakat sesle değil) ağlamak.
sızdaş-, müş. sızda-‘ dan.
sızdat-, şiddetli ağrıyı mucib olmak.
sızdır-, 1. çizdirmek; 2. atıhızlıca koşturmak.
sızğıç, 1. çizmek için cetvel; 2. plânlar çizen, ressam.
sızğır, (yağı) eritmek, sızırmak.
sızğırıl-, mut. sızğır-‘ dan.
sızğırılt-, et. sızğırıl-‘ dan.
sızğırt-, et. sızğır-‘ dan.
sızğıruu, işs. sızğır-‘ dan.
sızık I, çizgi, hat; tüz sızık: düz çizgi; orolmo sızık: helezonî çizgi; çalır sızık: iğri çizgi; tolkuma sısız: dalgalı çizgi; çekit sızık: noktalarla yapılan çizgi; çırpına sızık: paralel çizgi; tik sızık. şakülî, çizgi; cantık sızık: eğik (maîl) çizgi; içine alınğan sızık: ihtiva edilen çizgi; içine aluuçu sızık: ihtiva eden çizgi; gorizont sızığı: ufkî çizgi (yatay).
sızık II, kıkırdak (kuyruk yağı eridikten sonra kalan).
Dostları ilə paylaş: |
|
|