soksuy- = soksoy-.
soktuk-, takılmak (kusur aramak) takılgan olmak; bir şeye çarpmak, çatışmak; coldo coldoşuma soktuğa ötkün: geçerken arkadaşıma söyle bir uğra.
soktukkuç, takılgan, muzip.
soktuktur-, et. soktuk-‘ tan.
soku, havan; soku bilek = sokbilek; soku baltır: kalın baldır; soku kant: kelle şeker.
sokula-, havanda dövmek.
sokulat-, havanda dövdürmek.
sokulatuu, işs. sokulat-‘ tan.
sokuloo, havanda dövme.
sokur, kör; sokur tıyın bk. tıyın II; sokurğa tayak karmatkanday boldu: (bu), köre değenek tutturulmuş gibi oldu (yani bu artık işe vuzuh, katiyet ve emniyet verdi; sokur sezim bk. sezim.
sokuray-, kör olmak; kör gibi gözükmek.
sokurayt, et. sokuray-‘ dan.
sokurduk, sokurluk, körlük; sayası sokurluk: siyasî körlük.
sokuy-, sivrilip durmak; sokuyup oltur-: biçimsizce oturmak (açık baş ile); başı sokuyğan: başı sivrıdir; emne sokuyasınğ, barsanğ bolboydu?: ne (burada) diklip duruyorsun, gitsen olmaz mı?
Dostları ilə paylaş: |