sükö-, sürmek, sürtmek; baldı nanğa süyködü: ekmeğe bal sürdü.
süykön-, 1. sürtünmek, ilişmek; 2. kendine sürmek, bir şey sürünmek, pudra sürmek.
süykönüü, işs. süykön-‘den.
süykümdüü, hoş; süykümdüü cel: hoş rüzgâr.
süykümsüz, çirkin, sevimsiz, görünüşü hâhoş.
süykümsüzdük, süykümsüz’ den mücerret isimdir.
süylö-, söylemek.
süylöm, gram. cümle; bolumduu süylöm: olumlu cümle; birikme süylöm: katışık cümle; koşmo süylöm: katmerli cümle; baş süylöm: baş cümle; bağınınğkı süylöm: mütemmim cümle; atooç süylöm: isimleri içine alan cümle; etiş süylöm: fiiliye cümle; coktuk cümle: menfi cümle; öksük süylöm: eksik süylöm: faili (suje’si) bulunan cümle; süylömdün bir türdüü müçölörü: cümlenin aynı cinsten öğeleri.
süylön-, 1. paylamak, azarlamak; almağa süylöndü: o, beni payladı: 2. sayıklamak, kendi kendine söylenmek; özünün özü süylönö berdi: kendi kendine söylendi.