|
|
səhifə | 1545/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| şıyraktuu (tüfek hakkında): sehpalı, desteğe konmuş olan.
şibege, bız (kunduracı aleti); buka şibege: bir çeşit bız.
şibenğde-, 1. çevik ve canlı olmak (hayvanlar hakkında; 2. sokulgan olmak (insan hakkında).
şiber, 1. herhangi bir yüksek, sık ot; 2.delice buğday.
şibiş= şvits.
şiktir, sokak kadını, hafif meşrep kadın.
şilbi, hanımeli (loniceral).
şile-, yerinde oynatmak, küremek; tebeteydi çekeğe şilep koyup: kalpağı alnına indirerek; arcakka şilep taştaçı: (bütün bunları) bir parça ileriye at!; akçanı şilep ele alıp atat: parayı adeta kürekle alıyor çok kazanıyor); karağa-şilep: sövüp sayarak
şileen, arifane uısuliyle yapılan ziya-feterden bir çeşididir, şölen; şile. en ce-: bu gibi bir ziyafette ikram edilmek yahut ona iştirak etmek.
şilekey, salya; şilekey çuurult: salya akıtmak; şilekey alış-: ebedî dostluk hakkında anlaşmak (harfiyen.: salya mübadele etmek); uy şilekey: deniz üzümü ağacı, ephedra vulgaris.
şilekeyle -, tükürüklemek, tükürük sürmek.
Dostları ilə paylaş: |
|
|