tabaağan, 1. hazır cevap olan, çare bulan; 2. tedarik etmesini bilen (çok tedarik eden).
tabak I, tahta çanak; ak tabak: mineli, emayye çanak; tabak tart-: sofraya yemek vermek, sunmak; tabağın özünö tartaibız yahut öz tabağın özünö tarttırabız: mec. ay. nı şeyle mukabele deceğiz; ala tabak bk. ala 2.
tabak II, yaprak (kâğıt); tabaka; basma tabak: tab. matbu kâğıt tabakası, forma.
tabakta-: tabaktap: tabak-tasbak (almak, dökmek; dağıtmak, sunmak); tabaktap tart-: tabaklarla vermek, sunmak; kazanasın eline bölüp bergen tabaktap folk.: haznesini halka cömertlikle (harfiyen.: tabaklarla) dağıttı.