takay II yahut eşektin takayı, sıpa.
takdır = tağdır.
takı-, bıktırmak, takılmak, sırnaşmak; takıp ele surap kaldı: sualler ve soruşturmalarla canımı çıkardu
takıbaa, a. dn. perhizkârlık, takva muttaki.
Takıbaala-, Allahdan korku ve takva göstererek, .günahtan sakınarak bir iş yapmak.
takıbaalık, dn. takva, günahtan sakinlik, zühüt.
talakta-, I. acele ettirmek; 2. zorlamak ısrar etmek.
takıl-, sıkışık vaziyette, son derecede müşkülât içinde bulunmak; çöptön takıl-: kuruot ihtiyacı içinde bulunmak.
takılda-, takırtı yapmak; takıldap ele süylöyt: beyhude yere çene çalıyor.
takıldat-, İ. takırtı çıkartmak; 2. ağız: şapırdatmak;- takıldatı sor-: ağız şapırdatarak emmek; takıldatıp çatta-, bk. çatta 3.
takım, dizin iç yanı; takımğa bas— üzengi kayışı altına koyarak kıstırmak, (atlı hakkında); kuu takım: kurnaz,, sokulgan..
Dostları ilə paylaş: |