tarkılda-, 1. ağır basmak; 2. mec. çene çalmak, sağma sapan şeyler söylemek.
tarkıldak, karatavuk (Turdus); boz tarkıldak, ala tarkıldak: karatavuğun nevileridir.
tarlan, yahut boz tarlan yahut tarlan boz: kır (at donu).
tarmak, şube, kol, dal.
tarmal, 1. kıvırcık; 2. kıvrımlı; ıbük-lümlü.
tarnıaldan-, kıvrılmak, kıvırcıklanmak.
taroo, 1. işs, tara “-“ dan; 2. dal budak salma.
tarp, ölü cesedin kalıntıları, leş; co-roluu çerde tarp kalbas ats.: com kuşunun buunduğu yerde leş kalmaz; ala tarp: eskimiş, örselenmiş, yırtık pırtık nesneler.
tarpağay: tarpağay murun: kanatları geniş olan 'basık burun.
tarpanğ, yürüyüşü kötü olan at.
tarpanğda-, ağır ve biçimsizce hareket etmek, yürümek.
tarpı-, ön ayağile vurmak (deve hakknda); cer tarpı-: ayağile toprağı kazmak, (yabani hayvan hakktnda).
Dostları ilə paylaş: |