|
taştak, taşlı yer, taşlık.
taştal-
|
səhifə | 1612/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| taştak, taşlı yer, taşlık.
taştal- , atılmak.
taştandı, 1. döküntü; süprüntü; 2. sokağa atılan çocuk.
taştandık, atılmış, terkedilmiş.
taştat, et. taşta- I, II’den.
taştattır- . et. taştat-’ tan.
taştoo, 1. atma, fırlatma; iş taştoo: grev; 2. terketme.
taştuu, taşlı.
taşuu I, kıyılarından çıkma, taşma.
taşuu II, taşıma (sırtta veye hayvan üzerinde) .
taşuuçu, taşıyan, muvezzi; kat taşuuçu: posta muvezzii; gazete taşuuçu: gazete muvezzii.
tat- , yemek, tadına bakmak; tamaktın daamın tatıp kör- : yiyeceğin tadına bak.
tataal, 1. ıstıraplı, güç; tataal col: geçilmesi güç olan berbat yol; 2. mürekkep tataal etiş: mürekkep fiil.
tatar- : kızarat- tatarat: (hiddeten) kâh kızarıyor, kâh bozarıyor, hırslanıyor, kendinden geçiyor; emine kızarıp- tatarasınğ? : neden bunca hırslanarak kendinden geçiyorsun?
tatay, korku, dehşet ifade eden nida (başlıca kadınlar arasında) ; o, tatay; vay başıma gelenler.
Dostları ilə paylaş: |
|
|