tegerektöö, kuşatma; imperialçıl mamleketterdin tegerektöönde bolup turabız: emperyalist devletlerle kuşatımış bir vaziyetteyiz.
tegeren- yuvarlanmak, dönmek.
tegerent- , yuvarlamak, döndürmek.
tegerenüü yuvarlanma dönme, devir.
tegeret- , yuvarlamak, döndürmek, çevirmek.
tegeretüü, yuvarlama, döndürme, çevirme, devir.
tegi, 1. katiyen büsbütün (menfi cümlede) ; tegi carabayt: büsbütün yaramıyor; 2. takviye için kullanılan kelimedir; tegi sen süylöböçö! : söyleme, Allah aşkına! ; çıkçı tegi! ; çık rica ederim! ; tegi aytkanınğ kelsin! : senin dediğin yerine gelsin!
tegin I, 1. bedeva, meccanî; eksenğ egin içersinğ tegin ats. : ekin ekersen, bedeva yersin; tegininen: bedava; 2. boşuna, boş yere.
tegin II : egin tegin: hernevi hububat ve bitkiler.
tegiriç, eni 10-12 verşok (bir varşok arşının 16- da biri kadar bir uzunluk ölçüsüdür, M.) tan ibaret olan bir dokuma kilimidir, ki keçe evin içinde uuk’ un (bk. uuk I) büklümünün (matto’ sunun) bir parça altından geçer; tegiriç şım: bu gibi kumaştan dikilen şalvar.