tegiz 1. düz; tegiz col: düz yol 2. müsavi, denk; baarı tegiz keldi hepsi geldiler.
tegizçildik, müsavat.
tegizçilik = tegizçildik.
tegizde- , düzlemek, tesviye etmek.
tegizdel- , düzeltilmek, tesviye edilmek.
tegizdik, seviye; madanıy tegizdik: medeniyet seviyesi.
tegizdöö, düzeltme, tesviye bir seviyeye getirme.
tehnik, r. teknisyien.
tehnika, r. teknik; tehnika ösümdüktörü: sınaî bitkiler.
tehnikalık teknikî, fennî.
tehnikum, r. fen mektebi.
tek I, 1. alt, aşağı; 2. temel; 3. zemin: sahre, tekevvün: formation; 4. menşe (içtimaî) ; tek sostavı: içtimaî teşekkül; tek cağınan cet element: içtimaî yönden yabancı olan unsur; ata tegi yahut tek cay yahut sade tek: içtimaî menşe; ata tegin caşırıp: içtimaî menşeini gizliyerek; ata teginen beri manap: (babadan evlâda intikal etmek suretiyle) irsî manap.