|
tikenek, diken; tikenekke bölöp saboo (yahut
|
səhifə | 1660/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| tikenek, diken; tikenekke bölöp saboo (yahut tayaktoo) tar. gayet ağır ve ıstıraplı cismanî cazaların bir çeşididir.
tikenetüü, dikenli.
tikiled-, canlıca hareket etmek; ti kildegen: tetik, atik .
tikirenğde-, gözlerin faltaşı gibi açarak, hiddetle saldırmak.
tikirey-, 1. dim-dik durmak, örper- mek; tikireygen uzun kaş: uzun örpermiş kaşlar 2. dik-dik bakmak, dikkatle bakmak.
tikireyiş-, müş. tikirey-‘ den.
tikireyt-, dim-dik koymak; kulak kabartmak.
tikiy- = tikirey-.
tikiyiş = tikireyiş-.
tikiyt = tikireyt-; kulağın karışkırday tikiytken ağrımak: kurt gibi dik kulaklı olan at.
tikşe (Rad.. V), dikiş yeri.
tikte- 1. dim-dik koymak. dikmek; tiktep tura kaldı: dim-dik durdu; 2. dim-dik; asmandı tikeyt: göğe, yuarıya bakıyor: teşe tikte: delercesine dim-dik bakmak.
tiktir, et. tik- III’ten; ötük tiktir-: çizme diktirmek, ısmarlamak; bak tiktir-: bahçe diktirmek; üy tiktir-: ev kurdurmak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|