azır III, a. dn. nezir, adak , kurban, atiye; azır tayı- : adağı (neziri) yerine getirmek (başlıca, ölü nama)
azırda- , hazırlamak, önceden hazırlamak.
azından- , hazırlanmak, vakti zamanında hazırlanmak.
azıret == aziret.
azırınça, bk. azır I, 1.
azırkı, şimdiki muasır, çağdaş; azırkı ubakta yahut azırkı kündo : bugünkü günde.
azırkısın, şimdi, bu zamanda.
azırtan, daha şimdiden, daha bu vakitten itibaren.
azız I, a. iki gözünden kör olan, darîr.
azız II., a. muhterem, kıymetli (kalbden sevilen) , aziz.
azik, f. 1. ince zarif; 2. incelmiş; 3. nazik (iş, meesle hakkında) .
azilkeç == asilkeç.
aziret, a. es. kutsiyetmaâp, asâletmaap, şevketmaap.
azireyil == azreyil.
aziz == aziz II.
azoo, vahşi binilmemiş, harın (hayvan hakkında) .
azoolok, azıcık; cüz’îce; azoolok akça bere tur! : bir parça para ver!
azooluk, harınlık, vahşilik, binilmemiş olmaklık (hayvan hakkında) .
azot, r. azot.
azreyil- , mit. can alıcı melek, azrayil
azsın- , bir nesneyi az, kifayetsiz saymak, azımsamak.
azuu, azı dişi; cılkı asıyında azuu sayat : at beşinci yaşında azı çıkarıyor; azuusun ayga canıgan 1) salaşma; 2) gayretli, enerjik; azuu sal- : hakaret etmek.
azuulu, azılı, azı dişine malik olan, dişli; kuvvetli; azuuluu aska : sivri kayaları bulunan yüksek dağ.
Dostları ilə paylaş: |