topulda-, şakırdayan boğuk ses çıkarmak; töönün korğulu cerge topuldap tüştö: devenin tezeği yere şakırtı ile düşüyor.
topuldat-, et.topulda-‘dan.
topur: topur-topur: bir çok ayak patırtısının taklidi.
topura-, 1. rahatsızlanarak hareket etmek; rahat durmayıp yeri çiğnemek (mes. heyecan içinde bulunan kalabalık hakkında); 2. bir yığın veya küme halinde toplanmak.
topurak, 1. toprak; topurak sal- (kabre, ölü ile vedalaşmak üzere) toprak atmak; son vazifeyi ödemek; topurak salıp keleli: gidelim son borcumuzu ödeyelim; topuraktan tışkarı bolsok mec.: sağ olursak 2. arazi, toprak; Kırgızstan respulikası topurağında: Kırgızıstan cumhuriyeti topraklarında.
topurat-, et. topura-‘dan; maldı topuratıp aydayt: hayvanları öyle sürüyor ki, ayak patırtısı çıkıyor.