tumoo, yahut sasık tumoo: nezle, tumağı, soğuk alğınlık, girip.
tumoolo- yahut sasık tumoolo = tumooro-.
tumooro-, nezle olmak.
tumsak, hareket etmek, atta gezmek adetini bozmak, bunları yapamaz olmak; (hareketten, atta gezmekten) çar-çabuk yorulan.
tumşuk, 1. gaga, hayvan suratı, hayvan burunu; hortum; balta tumşuk: gagası kalın ve kısa filorcin kuşu: Coccothrautes; kem tumşuk yahut tumşuğu kaykı mec. talihsiz, betbaht; suuk tumşuk: kepaze olmuş, terzil edilmiş; rüsva olmuş; betnam olmuş; koçkor tumşuk: muhaddep burun muhaddep burunlu; cez tumşuk mit. pençeleri ve burnu madenî olan kocakarı kılığında bir cinî varlıktır; it tumşuğuna suu cetkende süzöt ats.: köpek burnuna su dayandığı zaman yüzmeye başlar; tumşuğuna suu cetti: son derece müşkülât içindedir; 2. oyanın (gemin) burna gelen kısmı; 3. coğ. burun.
tumuray-, somurtmak, surat asmak; insanlardan kaçınğan ve münzevi bulunmak.
tun I. yahut tun bala: ilk çocuk; tun uulum: ilk oğlum.