tun- II, 1. dinmek; 2. temiz ve şeffâf olmak, durulmak; suu başınan tu- tan ats.: su kaynağından temizlenir; 3.memnun ve mahzuz olmak, tatmin edilmek; tuna kara-: memnuniyetle, tatmin edilerek bakmak; kımızğa tunduk: kımıza kandık: bol bol kımız içtik; 2. asğırlaşlaşmak: kulak tunğan çuu: kulağı sağırlaştıran gürültü partırtı.