A I, taacüp haykırması; taaccüp veya memnuniyetsizlik edasiyle sual; 3


tunğ-: tanğıp-tunğup: pek sıkı bağ lıyarak. tunğgak



Yüklə 6,96 Mb.
səhifə1716/1828
tarix03.01.2022
ölçüsü6,96 Mb.
#48112
1   ...   1712   1713   1714   1715   1716   1717   1718   1719   ...   1828
tunğ-: tanğıp-tunğup: pek sıkı bağ lıyarak.

tunğgak, meme emen hayvan yavrusunun tezeği, meme emen çocuğun gaiti.

tunğğuç = tun I; tuulup öskön tunğğunç cer folk.: doğduğum ve büyüdüğüm yer (vatan).

tunğğur, anğğır sözünün tekidir.

tunğğuyuk, uçurum.

tunğuç = tun I.

tunuk, şeffâf. saf, duru; tunuk suu: duru saf su; tunuk küzgü, temiz (iyi) ayna.

tunuke f. safha biçiminde olan demir saç.

tunukele-, saçla kaplamak.

tunukelüü, saçla örtülü; tunukelüü üy: çatısı saçla kaplanmış olan ev.

tup yahut tupa, tu hecesile başlayan sözlere katılan takviyedir-: tup-tuura. yahut tupa-tuura yahut tupadan-tuura: dos-doğru.

tupa, tupadan. bk. tup.

tupli, r. terlik.

tur. 1. ayakta durmak. ayağa kalkmak; men erte turdum: ben erken kalktım; bul tura tursun: şimdilik bunu bırakalım da (başka işle meşgul olalım); tura tur!: dur, bir parça ekle!; bilip turup, caşırat: bildiği halde saklıyor; örüp turup, körbödüm deyt: gördüğü halde görmedim diyor; muzari sık olarak turamın, turasınğ, turat şekilleri yerine: turumun, turusunğ, turu şekillerinde bulunmaktadır (bk. catırı cat- ııı, 5 maddesinde), 2. bulunmak, ikamet etmek, oturmak(yaşamak); sen karakoldo turasınğ: sen karakolda oturuyorsun; 3. değmek (değerinde olmak) kança turat: değri nedir? kaça!; turğan narkı: maliyet fiyatı; 4. hizmette bulunmak, ücretle çalışmak; bayğa tuğran: zenginin yanında çalışmış; 5. (önde gelen ğanı şekille yahut datif kılığındaki iş ismi ile) niyet edilmek; hemen hemen vukua gelmek veya getirmek üzere bulunmak ; kün caağanı turat: yağmur yağacak gibi duruyor, neredeyse yağmur yağacak; ketkeni turat: gitmek üzere bulunuyor; bergeni turat: vermek niyetindedir, şimdi verecek; cenğesi turat ketüügö folk: yengesi (bk. cenğe) gitmeye hazırlanıyor; 6. (mak, sun yahut gay şekillerinde) yalnız o değil, hatta…; mınday tursun: şöyle dursun… yalnız o değil hatta…; külküm gelmek turğay, uyaldım: gülmek nerde, utandım; al, işti onğomok tursun, arkta keltirgen: işi düzeltmek şöyle dursun, büsbütün berbat etmiş; el taramak dursun, öböyüp catat: halk dağıtmak şöyle dursun, çoğaltmaktadır; almak turğay körbögön: almak şöyle dursun, görmemiş bile; al turğay yahut al turmak yahut al tursun: şöyle dursun…; 7. turbaybı!: bu değil mi; işte bu ya!; kelgen turbaybı! işte o geldi ya! kırgızca süylöyt turbaybı!: kırgızca konuşmuyor mu!: kırgızca konuşuyor ya; bala boydon turbaysınğbı!: sen küçük bir çocuksun ya!; 8. eki turbay bir beken-: bunlar iki türlü nesne olmayıp, aynı şeyler mi sanıyorsun!; 9. tura artık; bulu bar tura: parası var ya!; kelgen tura: geldi ya; 10. lakayıt kalmak; kantip tursun!: nasıl lakayit kalsın!; 11. barıp turğan: en mükemmel ; ala (bk. ör. cer ı); 12. yardımcı fiil sıfatıyla işin sürekliliğini ve devamını gösterir: sözülüp turat: uzayıp çekiliyor (mes. lastik); cey turalı: şimdilik yiyelim; elip tur: bazan uğra (bunu adet edin!); uyku geip turat: uykum geliyor; 13. teşekkül etmek; beş kişiden turğan komissiya: beş kişiden teşekkül eden komisyon.

tura ı, atın tırnağının alt tarafı. çatalı; turadan tügöndü: ayakları sakat oldu (yürük at hakkında) turadan tügönbögön tulpar yorulmaz yürük at.


Yüklə 6,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1712   1713   1714   1715   1716   1717   1718   1719   ...   1828




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin