tün ı. gece; künü tünü yahut kündür tündür: gece gündüz, geceli-gündüzlü, yirmi dört saat; buurul tün, beyaz geceler, kutup dairesine en yakın yerlerde aydın geceler; tündögü: dünkü; tün kat-: bütün gece gitmek yolculuk yapmak; tün katır-: bütün gece yolculuk yaptırmak; bugün tünü: bugünün gecesi; tünü menen yahut tün boyu: bütün gece; ceti tündö: geceleri gece ortasında; ceti tündö mında emne kılıp cürösünğ?: gece ortasında burada ne arıyorsun?; altündö (al tündö): 1. o gece; 2. önümüzdeki gecede.
tün ıı, ün sözünün tekidir.
tündögü, bk. tün ı.
tündösü, geceleyin.
tündötön, yahut tündötön beri: geceden beri.
tündük, 1. gecelik, bir gece müddet; bir tündük col: bir gecelik yol; 2. şimali 3. obanın, uuk’ların (bk. uuk) üst uçlarıyla tutulan, yukarıdaki ahşap dairesi; tündüktün közü: tündükteki deliklerdir, ki bunlara uuk’aların üst uçalrı sokulur; tündük cabuu: tündük’ü kapatmaya mahsus keçe parçası; tündük tüşür- mec.: bikrini izale etmek; bir tündüktön kün kör: beraber yaşamak, bir çatı altında yaşamak tündüktön kuyulup turğanday: gökten yağar gibi; 4. dizilmiş boncuklarıyla birlikte sicim uzunluğu ölçüsü; bir (eki, üç) tündük şuru aldım: (iki, üç ve s.) tündük boncuk aldım; 5. tekerlek ispiti.