ubada, a. vaid; ubadağa cet-: vadi, sözü, şartı yerine getirmek; ubadasına cetiptir: vadini yerine getirmiştir: ubada ber-: söz vermek, vadetmek: ubada eki bolbosun! folk.: söz iki olmasın (vait tam olarak yerine getirilsin)!
ubadalaş-, sözleşmek, birbirine vadetmek.
ubadalaşuu, işs. ubadalaş-‘tan.
ubadaluu. sözleşilmiş, vadedilmiş; ubadaluu künündö: vadedilen günde; ubadaluu şertim bar. cığılsam. kızım beremin folk.: vadim var, yenilsem. kızımı vereceğim.
ubadasız, vadini tutmayan; ubadasız kişiden cürüp ketken cel artık ats.: vadini tutmayan adamdan geçip giden yel yeğdir.
ubağınça. muvakaten.
ubak ı = ubaktı; azırkı ubak: şimdiki zaman; öz ubağında: vakt-zamanında, münasip çağında; ar ubakta: her zaman: bul ubakka çeyin: bugüne kadar.