|
ulanış-. birbirine takılmış, bağlanmak.
ulant 1
|
səhifə | 1767/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| ulanış-. birbirine takılmış, bağlanmak.
ulant 1. eklemek 2. devam ettirmek; kolhoz cenğişin dağı ulantat: kolgazerlerini idame ediyor (zaferden zafere yürüyor).
ulantuu, işs. ulan-‘tan.
ular, sülün ailesinden tetrao gallus; ular uçpas too menen folk.: ular’ın bile uçmadığı (yüksek) dağlar boyunca.
ulaş, işs. ula’dan: kuyruk ulaş. bk. kuyruk.
ulaştır-, et. ulaş-‘tan; uçun uçuna ulaştır-: uçlarını bitiştirmek; bağlamak.
ulğa-: ulğap-çulğap bayla-: kördüğüm yaparak bağlamak.
ulğay, büyümek; ulğayğan kişi: yaşlı adam, hatırı sayılacak yaşta olan kimse.
ulğayuu, işs. ulğay-‘dan.
uloo ı. birleştirme.
uloo ıı. = ıloo.
ulpak = urpak.
ultanğ, taban. pençe; ultanğ bet mec.: hayasız surat.
ultar-, dikmek (ayakkabını).
ultart-, et. ultar-‘dan.
ultartuu, işs. ultar-‘dan.
ultaruu, (ayakkabı) dikme.
ultun- = ulutun-.
ulu ı. = uluu ıı.
ulu ıı. = ülül.
ulu- ııı. ulumak; ulup-unğşup: uluyan sesler çıkarmak.
uluk, amir.
uluksat = uruksat.
uluksun-, kendini ulu saymak, ululuk taslamak, uluksunup kel-, güya bir amir gibi gelmek.
Dostları ilə paylaş: |
|
|