üzgültüksüz, fasılasız, kesilmeksizin.
üzmö, bir çeşit yemek.
üzönğgü I, üzengi; üzöğü boo: üzengi kayışı; üzönğü booğo sal-: üzengi kayışına takmak; üzönğü coldoş: süvarilik arkadaşı; yaşdaş; silâh arkadaşı: üzönğü kagışıp kir: (koşularda) atbaşı beraber gelmek.
üzönğgü II, bk. baba.
üzönğgülöş = üzönğgü coldos (bk. üzönğgü I).
üzük I, tuurduk (bk.)’ın birparça yukarısının, veya onunla tündük (bk.) arasından geçen keçeler (dir ki onlar iki tanedir: aldınğkı yahut astınğkı: öndeki ve köktü yahut törkü: arkadaki).
üzük II, kopmuş, koparılmış.
üzül-, I: üzül-kesil yahut üzül-kesel; yahut üzüldü-kesildi: katiyetle; kesin olarak.
üzül- II, 1. kopmak, kesilmek, inkıtaa uğramak; sabahına üzülböy barat: dersine kaçırmadan devam ediyor; 2. ölmek, vefat etmek.
üzüldü, üzüldü-kesildi = üzül-kesil (bk. üzül I).
üzüllüksüz, fasılasız; üzülüksüz iş cuması: fasıalısız iş haftası.
üzüm, parça ; bir üzüm et : bir parça et.
üzümdü, kırıntı, parça, fıkra.
üzür I, a. zevk ; uunun üzürün kördük : avın zevkini hayrını gördük.
üzür II, a. üzür-mazır kebinğ bolso, ayt : eğer şikâyetlerin varsa, söyle !
Dostları ilə paylaş: |