zaman, a. zaman, vakit, devir; bayırkı zamanda: çok eski zamanlarda; zar zaman I) halkın ağlama zamanı (XVII-nci asrın ilk yarısında Kırgız halkının hayatındaki çok ağır devir böyle tavsif edilmektedir); 2) ağır zamanlar, ızdırap zamanı; azuuluğa bar zaman, beyçarağa zar zaman ats.: azılı için refah zamanı, biçare için ise, ızdırap zamanı; akır zaman mit.: dünyanın sonu, âhır zaman.
zamana, a-f. 1.zamanlar, devir; 2. zor zamanlar; müşkül durum; başına zamana tüştü: ona ağır zamanlar geldi.
zamandaş, muasır,çağdaş.
zamat, a. vakit, ân; zamatta: dakkasında, bir lahzada, çabucak; zamatta közden kayıp boldu: bir lahzada gözden kayboldu; oşol zamat: o dakkada o anda.